Hayatını eğitime adayan şair, yazar ve mütefekkir Mahir İz, vefatının 50. yılında Alay Köşkü’nde anıldı. Esenler Belediyesi yayın organı Şehir Ekranı TV’de canlı olarak yayınlanan programda, İz’i yakından tanıyanlar onunla olan pek çok anısını anlattı.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Esenler Belediyesi, “İz bırakan muallim” olarak tanınan şair, yazar ve mütefekkir Mahir İz’i, vefatının 50. yılında düzenlenen bir programla andı. Gülhane Parkı’nda bulunan Alay Köşkü’nde gerçekleşen program, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz’ın moderatörlüğünde Prof. Dr. Uğur Derman, Prof. Dr. Sadettin Ökten, Prof. Dr. Mehmet İpşirli ve yazar Mustafa Uzun’un katılımıyla gerçekleşti. Mahir İz’in tüm yönleriyle ele alındığı program, Esenler Belediyesi yayın organı Şehir Ekranı TV’de canlı olarak yayınlandı.
“Mütevazı, vakur ve asil birisiydi”
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, “Mahir İz, kitaplardan tanıdığım birisi. Bendeki en canlı hatırası rahmetli Selçuk Eraydın hocamdır. Mahir hocayla çok özel hukuku olan birisiydi. Peygamber Efendimiz(sallâllâhu aleyhi ve sellem), ‘Salihlerin anıldığı yere rahmet iner’ buyuruyor. Bugün de bunun bereketini göreceğiz” dedi. Prof. Dr. Sadettin Ökten, “Balıkesir’de askerlik yaparken Mahir hocanın vefatını işittim. Yanına gidemedik. Mahir hoca bana hep bir rehber oldu. 6 yaşında Mahir hocayla tanıştım. Yıllar sonra bana ne kaldı diye düşünürken telaffuz, dildeki hassasiyet, kelime seçmedeki titizlik diyebilirim. Dil zevkini onunla birlikte edinmek güzel oldu. Mütevazı, vakur ve asil birisiydi” dedi.
“Hafızasındaki şiirin sonu yoktu”
Prof. Uğur Derman, İz ile 1949 yılında Haydarpaşa Lisesi’nde öğrenciyken tanıştığını belirterek “Rabıtamızı koparmayalım, mezun olduktan sonra da görüşelim dedi. Bana ‘Sen bu işlere meraklısın ama bunun anahtarını bilmezsen hiçbir şey olamazsın’ demişti. Hemen Osmanlı Türkçesini okuyup yazmam gerektiğini söyledi. Bu şekilde Mahir beyle yakınlığımız başladı. Mahir beyin hafızasındaki şiirin sonu yoktu” ifadelerini kullanarak İz ile olan hâtıralarını anlattı.
“İnanılmaz bir tesir bıraktı”
Prof. Dr. Mehmet İpşirli, Mahir İz’in Yüksek İslam Enstitüsü’nden hocası olduğunu kaydederek, “Yakın dönem insanlarını tanımış birisidir. Birçok feyz aldığımız hocalarımız oldu ama özellikle iz bırakan hocalarımız vardı. Mahir İz hoca bunların başında gelir. Edasıyla, sedasıyla, üslubuyla inanılmaz bir tesir bırakırdı. Ümmetin davasıyla ilgilenmedeki gayreti ve hassasiyeti de ondan gördük. Toplumun sıkıntılarını dert edinen insanlar hiçbir zaman unutulmuyor” şeklinde konuştu.
“Davası İslam davasıydı”
Yazar Mustafa Uzun ise, “Ben de 1965-1966 yıllarında İstanbul İmam Hatip’te okurken hoca bir kolej kurdu. Bizim zihniyetimize, davamıza, ideallerimize yakın bir eğitimin verildiği ilk kolejdi bu. Hoca her seviyeden insanla çok rahat bir şekilde temas kurabilen bir insandı. Öğretme aşkı ve adam etme sevgisi vardı. Bu da dava adamlığından geliyordu. Hocamızın davası, İslam davasıydı, iman davasıydı. İyi insan olma, kendi değerlerine sahip çıkma, zarif olma, güzel konuşma, insanların her biriyle onların anlayacakları şekilde konuşma gibi çok güzel özellikleri vardı” şeklinde konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Esenler’de Mahir İz vefatının 50. yılında anıldı
Esenler’de Mahir İz vefatının 50. yılında anıldı
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Esenler Belediyesi, “İz bırakan muallim” olarak tanınan şair, yazar ve mütefekkir Mahir İz’i, vefatının 50. yılında düzenlenen bir programla andı. Gülhane Parkı’nda bulunan Alay Köşkü’nde gerçekleşen program, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz’ın moderatörlüğünde Prof. Dr. Uğur Derman, Prof. Dr. Sadettin Ökten, Prof. Dr. Mehmet İpşirli ve yazar Mustafa Uzun’un katılımıyla gerçekleşti. Mahir İz’in tüm yönleriyle ele alındığı program, Esenler Belediyesi yayın organı Şehir Ekranı TV’de canlı olarak yayınlandı.
“Mütevazı, vakur ve asil birisiydi”
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, “Mahir İz, kitaplardan tanıdığım birisi. Bendeki en canlı hatırası rahmetli Selçuk Eraydın hocamdır. Mahir hocayla çok özel hukuku olan birisiydi. Peygamber Efendimiz(sallâllâhu aleyhi ve sellem), ‘Salihlerin anıldığı yere rahmet iner’ buyuruyor. Bugün de bunun bereketini göreceğiz” dedi. Prof. Dr. Sadettin Ökten, “Balıkesir’de askerlik yaparken Mahir hocanın vefatını işittim. Yanına gidemedik. Mahir hoca bana hep bir rehber oldu. 6 yaşında Mahir hocayla tanıştım. Yıllar sonra bana ne kaldı diye düşünürken telaffuz, dildeki hassasiyet, kelime seçmedeki titizlik diyebilirim. Dil zevkini onunla birlikte edinmek güzel oldu. Mütevazı, vakur ve asil birisiydi” dedi.
“Hafızasındaki şiirin sonu yoktu”
Prof. Uğur Derman, İz ile 1949 yılında Haydarpaşa Lisesi’nde öğrenciyken tanıştığını belirterek “Rabıtamızı koparmayalım, mezun olduktan sonra da görüşelim dedi. Bana ‘Sen bu işlere meraklısın ama bunun anahtarını bilmezsen hiçbir şey olamazsın’ demişti. Hemen Osmanlı Türkçesini okuyup yazmam gerektiğini söyledi. Bu şekilde Mahir beyle yakınlığımız başladı. Mahir beyin hafızasındaki şiirin sonu yoktu” ifadelerini kullanarak İz ile olan hâtıralarını anlattı.
“İnanılmaz bir tesir bıraktı”
Prof. Dr. Mehmet İpşirli, Mahir İz’in Yüksek İslam Enstitüsü’nden hocası olduğunu kaydederek, “Yakın dönem insanlarını tanımış birisidir. Birçok feyz aldığımız hocalarımız oldu ama özellikle iz bırakan hocalarımız vardı. Mahir İz hoca bunların başında gelir. Edasıyla, sedasıyla, üslubuyla inanılmaz bir tesir bırakırdı. Ümmetin davasıyla ilgilenmedeki gayreti ve hassasiyeti de ondan gördük. Toplumun sıkıntılarını dert edinen insanlar hiçbir zaman unutulmuyor” şeklinde konuştu.
“Davası İslam davasıydı”
Yazar Mustafa Uzun ise, “Ben de 1965-1966 yıllarında İstanbul İmam Hatip’te okurken hoca bir kolej kurdu. Bizim zihniyetimize, davamıza, ideallerimize yakın bir eğitimin verildiği ilk kolejdi bu. Hoca her seviyeden insanla çok rahat bir şekilde temas kurabilen bir insandı. Öğretme aşkı ve adam etme sevgisi vardı. Bu da dava adamlığından geliyordu. Hocamızın davası, İslam davasıydı, iman davasıydı. İyi insan olma, kendi değerlerine sahip çıkma, zarif olma, güzel konuşma, insanların her biriyle onların anlayacakları şekilde konuşma gibi çok güzel özellikleri vardı” şeklinde konuştu.
En Çok Okunan Haberler