Her sabah erkenden kalkıyoruz, hazırlanıyoruz ve işe gidiyoruz. Zamanımızın çoğu trafikte geçiyor. Peki bütün bunlar ne için? Belirli bir zamana ayak uydurucaz diye kalabalığın içinde kaybolup gitmek için mi, yoksa günümüz Türkiye şartlarında eve ekmek getirmek için mi?
Bu saydıklarım Türkiye’nin 81 vilayeti için geçerli. Sabah kalk koştura koştura işe git, akşam eve gel. Bütün bir ömrü böyle geçir ve karın tokluğuna çalış.

Günler birbirini kovalayıp takvimden günler eksilirken saçına aklar, alnına çizgiler düşsün. Geriye dönüp baktığında sadece arkanda çektiğin çileler ve yorgunluğun kalsın. Kısır döngü diye adlandırdığımız söz konusu durumun içinde kalmak, hepimizi yorar yıpratır ve hayatı çekilmez bir hale getirir. Hemen akabinde kişide zihinsel ve fiziksel yorgunluk, motivasyon kaybı ve işe karşı isteksizlik, gibi belirtilerin gözlemlenmesine neden olur.

Bu durum, zamanla insanı içten içe kemirerek tükenmişlik sendromuna neden olup hayatı çekilmez bir hale getirebilir. Sürekli aynı şeyleri yapmaktan kaynaklanan bu tükenmişlik sendromunun önüne geçmek için alışılmışın dışına çıkıp kendimize zaman ayırmak, şehrin gürültüsünden uzaklaşıp kendimizle baş başa kalmak iyi gelecektir. Ancak yaşadığımız ülkenin şartlarına bakıldığında, bu çoğu zaman sadece hayatta kalmak ve temel ihtiyaçları karşılamak için verilen zorlu bir mücadele anlamına geliyor.