Bursa Haber - Tarafsız ve Güncel Bursa Haberleri

SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İNSANLIĞIN ÇIKIŞ KAPISI: ÇOCUKLUĞUMUZA DÖNMEK

Yazının Giriş Tarihi: 28.05.2025 16:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.05.2025 16:24

Dünya var olduğu günden beri dinmeyen acı, gözyaşı, zulüm, şiddet sarmalından günümüze düşen pay çağımızın teknik ve ilerlemesi ile belki de en vahşi, en menfur haddine ulaşmıştır. Bölüşülemeyen topraklar, paylaşılamayan dünya nimetleri, sakınılan ve kıskanılan servetler üzerinden arz üzerinde küçük bir kıyamet provası yaşanmaktadır.

Kuvvetin haktan üstün kabul edildiği, gücün her türlü hakikati silip geçtiği, mazlumun ahının arşı ulaştığı çağımızda mazlumun kanı üzerinde zalimin sesi yüksek, kahkahası keskin, hayatı konfor içinde yükselmektedir. Çağımız insanı dünya ekseninde ihtiraslarının uşağı, emellerinin tutsağı hale gelmiş hayat değerler üzerine inşa edilen muvakkat bir zaman olmaktan çıkmış bilinmeze doğru hırs, öfke, nefret ve kıskançlık gibi kötü duygular cenderesinde savrulan mutantan bir sahneye dönüşmüştür.

Asilliğin bütün kapıları kapanmakta, zarafetin salâsı okunmakta, merhamet ve şefkatin cenaze namazı kılınmaktadır. Dünya yalancı ve sahte güzelliği ile insanoğlunu kendisine müptela kıldığı andan itibaren insan acı hissetmez, hissiz, şefkatsiz, insafsız, gaddar ve zalim sıfatlarıyla heyula gibi taş kesilmiş bir heykele dönmüştür.

İnsanın varlığını değerler üzerine inşa etme kapasitesinin bu derekelere düşmesi ile umut ve ümit ışıklarının fecri de son derece zayıflamıştır. Peki, bu amansız çöküşe dur diyecek çözüm nedir? İnsanlığın kurtuluş reçetesi hangi sırda saklıdır?

Naçizane kanaatim odur ki, insanoğlu çocukluğunun saf ve temiz duygularına dönüş yaparak, çocukluğu üzerinden zaman yolculuğuna çıkarak, empati yaparak ruhunu karartan haris ve hasis duygulardan arınabilir veyahut bunlara karşı bir muhafaza kalkanı oluşturabilir.

Kardeşi amansız hastalığa tutulan bir çocuğun ona sarılarak gözyaşlarıyla tedavisi için gerekli olan meblağın toplanması için yardım istemesi beni derin düşüncelere gark etti. O kadar içten o kadar candan sarılıyor ve yalvarıyordu ki sesinin tınısı ruhuma işledi. Bir tarafta kardeşi için yüreğini yakan bu yavrucağın gözyaşları diğer tarafta dünya saltanatı için, üç kuruşluk mal için, unvan ve şöhret için kardeşin kardeşine husumeti ve şahit olduğumuz müessif hadiseler… Sadece bir devre öncesinde bir damla gözyaşına kavga eden, ağrısıyla hüzünlenip, derdiyle hemhal olan insanların yaşamının kemal evresinde ihtiraslarının kurbanı olarak en sevdiklerini hedef alması izahı kabil olmayan bir tablodur.

Kişi tam da böyle bir açmazın içinde ruhunu kuşatan karanlığın ve kötü duyguların azgınlığıyla sürüklenirken bir lahza empati yaparak “ Bir çocuk olsaydım şu an ne düşünürdüm “ diyerek kendisini hesaba çekmesi ona ne kaybettirir. Kişinin çocukluğunun saf ve temiz alanına sığınması onu ruhundaki masumlukla buluşturur.

Misâlen bir çocuk arkadaşının sahip olduğu bisiklete belki öykünebilir ama bisiklete zarar vermek, sahibine düşman olmak gibi muzır kötülük aklının ucundan dahi geçmez. Çocuğun kıskançlığı dahi masumdur. Küçük işaretleri küçük belirtileri vardır. Eğer büyüklerin yanlış telkin ve tahrikleri ya da örnekliğine maruz kalmazsa kendi mecrasında akar ve yolunu bulur. Belki ısıtır ama yakmaz; belki ısırır ancak öldürmez. İnsan yaşı itibariyle ne zaman sabâvet çağından çıkar ruhundaki bu küçük arazlar da kahredici bir keyfiyete ulaşır. O sebepledir ki insanın bedeniyle beraber ruhunda büyütmesi gereken hassalar yalnızca iyilik ve güzellik melekeleri olmalıdır. Kötülük nefes almamalı, azgın hisler törpülenmeli ve neşvünema bulacağı bataklık kurutulmalıdır. Ve İnsan dünya ile her imtihanında kendisini bir hava yastığı gibi çocukluğunun saf ve temiz kollarına bırakmalıdır. Orası bizim şu hayatta asla silinmeyecek değerlerimizin, güzelliklerimizin, sevinçlerimizin, hatıralarımızın yegâne adresidir.

Kurtuluş biraz değil bütünüyle çocukluğumuzun saf ve temiz duygularıyla donanmış olmaktır. Dünya size ne zaman sahte yüzüyle gülümsese kalbiniz ne vakit kötü hislerin saldırısına maruz kalsa; fitne ve fesat ne zaman yağmur gibi üzerinize yağsa miğferiniz ve kalkanınız çocukluğunuz olsun. Ona sarılın ve hayata öylece gülümseyin.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.